-
1 aramak
vt1) sucheniş/kalacak bir yer \aramak eine Arbeit/Bleibe suchenarayan derviş muradına ermiş ( prov) wer sucht, der findet2) nachsuchen, absuchenher tarafı aradım ich habe alles abgesucht, ich habe überall nachgesucht3) ( ziyaret etmek) aufsuchen4) ( özlemek) vermissen5) ( telefonla) anrufendefalarca aradım ich habe zigmal angerufen6) birinin ağzını \aramak jdn aushorchen -
2 aramak
aramak v/t suchen; nachforschen; fragen nach jemandem; aufsuchen; (telefonla) anrufen; bestehen auf (z.B. seinem Recht); sich sehnen nach (Vergangenem); sich interessieren für jemanden; Haus, Taschen durchsuchen; Ort durchkämmen; fig provozieren (Probleme usw);telefonla aramak anrufen, am Telefon verlangen;arayıp sormak v/t sich kümmern (um jemanden);arayıp taramak v/t durchkämmen; Zeitungen auswerten;aramamak (es) nicht bereuen -
3 aramak
иска́ть оты́скивать разы́скивать* * *-i1) иска́ть кого-чтоçare aramak — иска́ть вы́ход
destek aramak — иска́ть подде́ржки
iş aramak — иска́ть работу
2) обы́скивать, производи́ть о́быск, подверга́ть осмо́труceplerini aramak — осмотре́ть его́ карма́ны
polis evini aradı — поли́ция произвела́ о́быск в его́ до́ме
3) насто́йчиво добива́ться / тре́бовать своего́hakkını arıyor — а) он отста́ивает своё право; б) он тре́бует своё
4) тоскова́ть, жела́ть ( вернуть утерянное прошлое)çocukluk günlerini arıyordu — он с тоско́й вспомина́л о своём де́тстве
sen bu günleri çok ararsın — ты ещё о́чень бу́дешь тоскова́ть по э́тим дня́м
tütünü bıraktım, hem hiç aramıyorum — я бро́сил кури́ть, да́же и не вспомина́ю
5) домога́ться, добива́ться кого-чего; придава́ть значе́ние; проявля́ть интере́с к кому-чемуben böyle şeyleri aramam — меня́ таки́е ве́щи не интересу́ют
ben rahatımı aramam — я не ищу́ для себя́ споко́йствия
••- arayıp da bulunamamak
- arayıp soran bulunmamak
- arayıp soran olmamak
- arayıp sormak
- beni arayıp soran olmadı mı?
- aramak taramak
- arayıp taramak -
4 aramak
В1) иска́тьçare aramak — иска́ть вы́ход (сре́дство)
2) дои́скиваться, рассле́довать3) боро́ться за чтоhakkını arıyor — он отста́ивает своё пра́во
-
5 aramak
(arama yapmak, bir şeyi aramak) ЛЪЫХЪУН; лъыхъон/ лъыхъуэн; къэлъыхъон/ къэлъыхъуэн; КЪЭЛЪЫХЪУН -
6 aramak taramak
= arayıp taramak а) внима́тельно иска́тьб) тща́тельно осма́тривать / обы́скивать -
7 aramak
эзләү; шалтырату -
8 aramak
v. look for, search for, search, seek, try to find, seek for, hunt, comb, search thoroughly, rummage, hunt after, hunt for, hunt out, be on the lookout fo, quest, rout, scout about, scout around, seek after; be spoiling for; miss; look for trouble* * *hunt for -
9 aramak
lêgerîn--------venêrin -
10 aramak
Axtarmaq -
11 aramak
poszukiwać; szukać -
12 aramak
къелъыхъу -
13 aramak
استقصىاشتفاشتهىافتقدتابعتاقتحسبتشوقتفقدتقصىجاسضبطقمش -
14 aramak
1. استقصى [اِسْتَقْصَى]2. اشتف [اِشْتَفَّ]3. اشتهى [اِشْتَهَى]Anlamı: bir şeyim yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek4. افتقد [اِفْتَقَدَ]5. تابع [تَابَع]6. تاق [تَاقَ]Anlamı: bir şeyim yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek7. تحسب [تَحَسَّب]8. تشوق [تَشَوَّقَ]Anlamı: bir şeyim yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek9. تفقد [تَفَقَّدَ]10. تقصى [تَقَصَّى]11. جاس [جاسَ]12. ضبط [ضَبَطَ]Anlamı: araştırmak, yoklamak13. قمش [قَمَّشَ] -
15 aramak
"to look for, to seek, to hunt for, to rake about/around; to search, to frisk, to shake sb/sth down; to call, to give sb a buzz, to call sb up;" " telefon etmek; to long for, to miss; to ask for" -
16 aramak
1. /ı/ to look (for), hunt (for), seek. 2. /ı/ to search. 3. /ı/ to long (for), miss. 4. /ı/ to ask (for), demand. 5. /ı/ to inquire (after). 6. /ı/ to drop in on. 7. colloq. to look for trouble. Arama! colloq. It´s too much to expect. -la bulunmaz/ele geçmez. colloq. It´s a very lucky chance. arayıp da bulamamak /ı/ to be rare and valuable, be a lucky find. arayıp soranı bulunmamak/olmamak to be without anyone who cares for him. arayıp sormak /ı/ 1. to show concern for, ask after. 2. to visit (someone) and show an interest in him. arayıp taramak/- taramak /ı/ to comb, search thoroughly. -
17 aramak
axtarmaqaxtarmaq, aramaq -
18 aramak
hledat -
19 ağzını aramak
пыта́ться вы́ведать чьё-л. наме́рение -
20 delik deşik aramak
обша́рить все углы́
См. также в других словарях:
aramak taramak (veya arayıp taramak) — dikkatle aramak, çok aramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aramak — i 1) Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. S. F. Abasıyanık 2) Araştırmak, yoklamak Ceplerini aramak. 3) Ziyarete, hatır sormaya gitmek Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! B. Felek 4) Bir şeyin … Çağatay Osmanlı Sözlük
parmağını aramak — (birinin) ilgisini, bağlantısını aramak, kurulan düzeni araştırmak Bu polemik kampanyasında bazı gizli teşekküllerin parmağını aramak gerektiği fikrinde idi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzını aramak (veya yoklamak) — ağız aramak Bazı yorumcular karşısındakinin ağzını aramak, gerçek düşüncesini öğrenmek için böyle karamsar görünme yolunu tuttuğunu savunuyorlar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bahane aramak — bir işi yapmamak için sebep aramak Yalnız kalmak için bahaneler arayan sendin. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
bucak bucak aramak — her yerde aramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
delik deşik aramak — her yerde aramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçacak delik aramak — korku ile saklanacak yer aramak O adam onları aşağıladıkça utancından kaçacak delik arayan Âşık Ali ye acıyordu. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kusur aramak — yanlışını, eksikliğini, elverişsizliğini aramak Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
maraza aramak — çekişmek, olay çıkarmak için bahane aramak İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
cepten aramak — (birini) bir kimseyi cep telefonundan aramak … Çağatay Osmanlı Sözlük