Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

iş aramak

См. также в других словарях:

  • aramak taramak (veya arayıp taramak) — dikkatle aramak, çok aramak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aramak — i 1) Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. S. F. Abasıyanık 2) Araştırmak, yoklamak Ceplerini aramak. 3) Ziyarete, hatır sormaya gitmek Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! B. Felek 4) Bir şeyin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • parmağını aramak — (birinin) ilgisini, bağlantısını aramak, kurulan düzeni araştırmak Bu polemik kampanyasında bazı gizli teşekküllerin parmağını aramak gerektiği fikrinde idi. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağzını aramak (veya yoklamak) — ağız aramak Bazı yorumcular karşısındakinin ağzını aramak, gerçek düşüncesini öğrenmek için böyle karamsar görünme yolunu tuttuğunu savunuyorlar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bahane aramak — bir işi yapmamak için sebep aramak Yalnız kalmak için bahaneler arayan sendin. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bucak bucak aramak — her yerde aramak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • delik deşik aramak — her yerde aramak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaçacak delik aramak — korku ile saklanacak yer aramak O adam onları aşağıladıkça utancından kaçacak delik arayan Âşık Ali ye acıyordu. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kusur aramak — yanlışını, eksikliğini, elverişsizliğini aramak Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • maraza aramak — çekişmek, olay çıkarmak için bahane aramak İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cepten aramak — (birini) bir kimseyi cep telefonundan aramak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»